Acı üstüne acı; DTCF Tiyatro

Pek de elim gitmedi yazmaya…

Bir önceki yazının konusu 6 Ocak 2017 tarihli 679 sayılı KHK’yle AÜ DTCF Tiyatro Bölümüyle ilişkisi kesilen Doç. Dr. Süreyya Karacabey’di…
Yeni yazıya zaman bulamadan 6 Şubat 2017 tarihli 686 sayılı KHK’yla 330 akademisyenin çeşitli üniversitelerle ilişkisi kesildi. Bu tombala listesinin en kalabalık kadrosu 72 akademisyenle Ankara Üniversitesi’ne ait. En talihsiz bölüm ise 6 akademik kadrosu (Prof. Dr. Tülin Sağlam, Prof. Dr. Beliz Güçbilmez, Prof. Dr. Selda Öndül, öğretim üyesi yetiştirme programından Ceren Özcan, tez aşamasındaki bölüm araştırma görevlisi Şamil Yılmaz, doktoralı öğretim görevlisi M. Elif Çongur) daha tırpanlanan AÜ DTCF Tiyatro Bölümü oldu. Üç anabilim dalından oluşan bölümün ‘profesör’ ve ‘doçent’ kadrosu sıfırlanırken, 60 yıllık bölümün sorumluluğu üç yardımcı doçent (Yard. Doc. Dr. A. Kadir Çevik, Yard. Doc. Dr. Gülayşe Temeltaş, Yard. Doc. Dr. Nedim Yıldız), bir okutman (Erkan Ergin) ve dört öğretim üyesi yetiştirme programından gelen araştırma görevlisinin (Özgün Çakar Özdemir, Utku Akgün, Gülşah Erdem, Gülden Ateş) sırtına yüklendi.
Niye?
Hangi hakla?
Bir mantıklı açıklaması olan birkaç adım beri gelsin…
Son dönemde alınan kararların tiyatro tarihimize nasıl bedeller ödeteceğini zaman gösterecek. Bu nedenle öfkemi tepkili kelimelere dönüştürmek yerine, geçmişin birbirinden değerli tiyatro insanlarının, AÜ DTCF Tiyatro Bölümünü nasıl günümüze taşıdıklarını anımsatmakla yetineceğim şimdilik…
Türk tiyatrosunun Cumhuriyet dönemindeki rotasını belirleyenlerin başında gelen Muhsin Ertuğrul, Amerika’daki tiyatro okullarından esinlenerek İstanbul Üniversitesi’nde sanatı bilimle buluşturmayı hedefler. Onun hayali ise Ankara Üniversitesi DTCF’nin çatısında, Prof. Dr. Bedrettin Tuncel ve Prof. Dr. İrfan Şahinbaş’ın gayretleriyle 1958 yılında kurulan Tiyatro Enstitüsü’nde gerçekleşecektir.
İlk enstitü hocalarından Kenneth MacGowan ile Grant Redford Amerikalıdır. Türk edebiyatı ve tiyatrosunun önemli isimleri (Metin And, Haldun Taner, Turgut Özakman, Orhan Asena, Aziz Nesin, Çetin Altan, Cahit Atay, Suat Taşer, Sevgi Sanlı diye uzayıp gidiyor liste…) derslere katılır. Sevda Şener ve sonrasında kadroya dahil olan Özdemir Nutku Tiyatro Enstitüsü’nün ilk asistanlarıdır.
Bazı akademik prosedürler nedeniyle 1960-1961 yılında Tiyatro Enstitüsü’nün çalışmaları noktalanır. 1964 yılında Prof. Dr. Melahat Özgü’nün başkanlığında Tiyatro Kürsüsü olarak kaldığı yerden akademik yolculuğuna devam eder. Bundan böyle fakültenin diğer bölümleri gibi dört yıllık üniversite eğitimi verecektir. İlk öğretim elemanları Sevda Şener, Özdemir Nutku, Max Meinecke, Metin And, Turgut Özakman, Mahmut Tali Öngören, Gültekin Oransay ve Alim Şerif Onaran’dır. İlk mezunlarından olan Nurhan Karadağ ile Sevinç Sokullu, aynı zamanda kürsünün ilk asistanları olacaktır. Kendi içinden yetiştirdiği öğrencilerle, tiyatro sanatına bilimin ışığını katmayı başaran Tiyatro Kürsüsünün hocaları, ulusal tiyatronun oluşumuna, uluslararası boyuttaki akademik çalışmaları ve tiyatro dünyasına kazandırdığı sanatçılarla katkıda bulunur.
Çok geniş kapsamlı eğitim programını yürüten Tiyatro Kürsüsü, 1980 sonrasında Tiyatro Bölümü olarak anılacak ve lisansüstü eğitimlerine başlayacaktır. O dönemin öğrencileri, tiyatro kuramından tiyatro yönetmenliğine, tiyatro yazarlığından sahne oyunculuğuna kadar bütünüyle tiyatroyu öğrenmekte ama yönelişleri hangi alanda olursa olsun ‘Tiyatro Bölümü Mezunu’ olarak diplomalarını almaktaydı.1987-1988 yılından itibaren yetenek sınavlarıyla seçilen öğrencilere ‘Oyunculuk’, ‘Dramatik Yazarlık’, ‘Tiyatro Tarihi ve Teorisi’ Anabilim Dallarında; lisans, yüksek lisans ve doktora aşamalarında eğitimler verilmeye başladı.
Son KHK’lerle köklü geçmişinden koparılmaya çalışılan AÜ DTCF Tiyatro Bölümünün öğrencileri, sistemin zorlamalarına direnerek, çağdaş dünyanın gerçeğine yakışır biçimde yetiştiriliyor. Çok sayıda ikinci üniversitesini okuyan öğrencisi var. Birçoğu akademik kadroyu oluşturan hocaları hakkında önceden bilgi sahibi. O hocalar için bilerek ve isteyerek bölümün öğrencisi olmuşlar. Birçoğu başka üniversitelerin tiyatro bölmelerini kazandığı halde AÜ DTCF Tiyatro Bölümünü tercih etmiş.
Ve şimdi AÜ DTCF Tiyatro Bölümünün gelenekselleşmiş akademik yapısında eğitimini tamamlayacağını düşünen öğrencilere, köklerinden sökülmüş ağaçların çaresizliği yaşatılıyor.
Son satırları bağlamaya çalıştığım sırada ilk mezunlarımızdan ve sonrasında da ilk asistanlarımızdan olarak akademik yaşamını AÜ DTCF Tiyatro Bölümüne adayan Prof. Dr. Sevinç Sokullu hocamın vefat ettiği haberini aldım; yaşanan kıyımlardan nasıl etkilendiğini tahmin etmek zor olmamalı…
Sözün bittiği yerdeyiz artık…