“Çimmek”

Her zamankinden sıcak bir yaz mı yaşanıyor?
Yaz aylarının sonuna doğru, nem bir yandan, sıcak diğer yandan, kimi klimaların dibinde zaman öldürmekte, kimileri ise klimasız ortamlarda yanıp tutuşmakta…
Şehir merkezinin 3 kilometre batısındaki Konyaaltı Plajı, falezlerin bitiminden, Beydağları’nın gölgelerine doğru uzanır. Çakıl taşlarının arasında deniz keyfi yapmaya niyetlenenler için harika bir seçimdir.
Şehir merkezinin diğer ucundaki Lara Plajı ise çam ormanlarıyla kaplı eşsiz bir atmosferdir. Yaz aylarında, romatizmalı hastalara şifa dağıtan ince kumunun sayesinde fazlaca ilgi görür.
İki sahil şeridinin arasındaki Antalya şehri milyonlarca yılda oluşan ve doğal anıt sayılacak kayaların üstüne kurulmuştur. Çok nadir olarak benzerlerine rastlanan kıyı falezleri, deniz seviyesinden 35 metreye kadar yükselir. Tuz aşındırması, dalgaların aşındırıcı etkisi, biyoerozyon, tatlı su ile tuzlu suyun buluştuğu bölgelerde oluşan erimeler nedeniyle günümüzdeki biçimine ulaşmıştır. Kum ya da çakılla boğuşmak istemeyenler, ılık deniz suyu ile soğuk yeraltı sularının buluştuğu kayalık plajlarda denize girmektedir.
Bu yılın istatistikleri Antalya bölgesine gelen turistlerin sayısında azalma olduğunu söylediği halde deniz kıyılarını dolduranların çoğaldığı kesin; kimi Konyaaltı plajlarında, kimi Lara plajlarında, kimi de kıyı falezlerin yamacındaki denizin rahatlatıcı etkisine teslim etmiş bedenini ve de ruhunu…
Bizim çocukluğumuzda, Elmalı ya da Korkuteli yaylalarına göç etmenin yerini, sahillerde serinlemek almaya başlamıştı. Halk dilinde ‘yüzmek’ kelimesi pek fazla kullanılmaz, onun yerine ‘çimmek’ tercih edilirdi. Çoğu Antalyalı doğuştan yüzmeye yatkın göründüğü halde su kabağını beline bağlayanlara ya da araba tekerleklerinin iç lastiğiyle denize girenlere sıklıkla rastlanırdı. Mayo ve bikinileri tercih edenlerin yanı sıra, entari ya da pijama gibi kıyafetlerle denize girenlerin sayısı hiç de az sayılmazdı.
Kıyı falezlerinde Aslan Bicik’in işlettiği Bambus Plajı, 70’li yılların ortalarından başlayarak, ölümüne kadar popülerliğini korumuştu. Konyaaltı’ndaki yüzme havuzunun plajı yıkılana kadar cazibesini yitirmedi. Lara’nın başlangıcındaki Karpuzkaldıran Plajı uzun yıllar boyunca anılardaki yerini korumayı başardı.
Bizden önceki kuşağın denizle iletişimini kurcalayınca, şaşırtıcı bilgiler karşıma çıktı: En popüler plajların bulunduğu Konyaaltı ve Lara sahilleri 60’lı yıllara kadar Antalyalıların ilgisinden uzakmış. Genç kuşak, annelerinin diktiği mayolarla kıyı falezlerinde yüzerken, denize mayoyla girmeye niyetlenen kadınlara hoşgörüyle bakılmazmış. Yaşlıların zaten denizle işi olmazmış. Bu ilgisizliği kırmaya çalışan dönemin belediye başkanı Konyaaltı’nda ‘yazlık obalar’ projesini hayata geçirmiş. Yabancı turistlerin fazlalaşmasıyla da plajlara giden yollar hareketlenmeye başlanmış. Kıyı falezlerinin popüler yüzme mekanlarından ‘Adalar Plajı’ ile ‘Mermerli Plajı, öğleye kadar kadınlara, öğleden sonra da erkeklere hizmet vermeye başlamış.
Bu şehirde çimmenin hikayesi bunun gibi bir şeymiş…