“Bir Zamanlar Kemer Yolu”

Yetmişli yılların Antalya’sı…
O döneme altmışlı yıllarından yadigar otobüslerin biriyle Kemer taraflarındaki düğüne gitmek üzere ailece yola çıkmıştık. Bir uzun yol hikayesi Antalya ile Kemer arasında bizleri bekliyormuş da haberimiz yokmuş…
Çok geçmeden Batı Toros Dağları’nın denize uzanan eteklerinde saatler süren yolculuğumuz, gerilim filmlerine dönüştü. Sert kayaların oyulmasıyla açılmış taş toprak yoldaydık. Klima kavramıyla tanışmamış otobüsün içinde çalkalana çalkalana saatlerce ilerledik. Kimi zaman otobüsümüzün tekeri uçuruma doğru taşıyor, kimi zaman üstümüzdeki kayalıklardan kopan parçalar yolun geçişini daha da zorlaştırıyordu. Yol trafiği sakin olduğu halde karşımızdan araç geldiğinde yeni bir maceraya kendimizi bırakıyorduk; iki araçtan biri geri gidiyor, diğerinin geçeceği bir boşluk bulunca iyice kenara yanaşıyor, yan aynalar kapatılıyor, araçlar birbirine sürtünürcesine geçiyor, vs…
O küçük yaşımda, 1960 yılına kadar Antalya ile Kemer arasında karayolu bağlantısı olmadığı için ulaşımın denizden sağlandığını bilmiyordum. Geçmeye çalıştığımız yolun yapımı 70’li yıllarda devam etmekteydi. Akyarlar ve Çamdağ Tüneli tamamlanmamıştı. İki ucundan delinen Çamdağ Tüneli’nin buluşma noktasının birbirine denk gelmediği şehir efsanesi olarak Antalyalıların dilindeydi. 80’li yıllarda uygulanan ‘Güney Antalya Turizm Projesi’ kapsamında yol ve diğer altyapı çalışmaları hızla ilerledi ve Kemer bölgesinin gözde turizm merkezlerinden birine dönüşmesine vesile oldu.
Biz belalı yoldaki hikayemize kaldığı yerde devam edecek olursak; annem geldiğimiz yoldan Antalya’ya dönmeyi göze alamadı, babamın ısrarları da kararını değiştirmeye yetmedi ve sonuç olarak balıkçı motorlarından birinde, saatlerce dalgalarla boğuşarak Antalya’ya ulaştık.
O günleri yaşamayanların, Antalya ile Kemer arasındaki yoldan geriye kalan kalıntıları günümüzde de görmeleri mümkün…
Bu geçmişin unutulmuş hikayesini deniz otobüsüyle Kemer’e gidip gelişim sırasında, yeniden anımsadım. Bir saati aşmayan deniz yolculuğu, Batı Toros Dağları’ndaki çamların yeşilliğine ve Akdeniz’in engin maviliğine doyamadan bitiverdi.
Antalya cennetinin keyifli köşesine deniz otobüsüyle ulaşıp, güzel bir gün geçirdikten sonra aynı ulaşım yoluyla geriye dönebilirsiniz.
Eğer denemediyseniz tavsiye ederim…