Belki de haberiniz yoktur

Teke Yarımadası’ndaki binlerce yıllık geçmişiyle Anadolu’nun kadim uygarlıklarından birisine dönüşen Lykialılardan yeterince haberdar olup olmadığınızı bilemiyoruz ama…  

Belki de Caretta-Carettaların milyonlarca yıldır yumurtalarını bıraktığı uçsuz bucaksız Patara sahilindeki liman kentinin arkeolojik ve tarihsel değerlerini dünyaya duyurmayı hedefleyen Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 2020 yılını ‘Patara Yılı’ ilan ettiğinden haberiniz yoktur. 

Belki de bilinen en iyi demokratik yönetim biçiminin, demokrasinin beşiği olarak kabul edilen Atina’da değil de Anadolu’daki Lykia topraklarında olduğundan, Likya Birliği’ndeki yönetim sisteminin en küçük yerleşim birimine kadar yayıldığını “Eğer mükemmel bir konfederasyon cumhuriyet modeli örneği vermem gerekirse Likya Birliğini gösteririm,” diye dile getiren Aydınlanma Çağı’nın önemli düşünürlerinden Montesquieu’nün yazdıklarından haberiniz yoktur. 

Belki de Osmanlının dağılma sürecinde Afrika kıtasındaki topraklarıyla iletişimini korumaya çalışan Sultan 2. Abdülhamid’in, dönemin yüksek teknolojisiyle hayata geçirdiği ilk telsiz telgraf istasyonunun, Afrika’daki ayağının Trablusgarp’a, Anadolu’daki ayağının ise Patara’ya kurdurduğundan haberiniz yoktur. 

Belki de Noel Baba olarak ünlenen Aziz Nicholaos’un M.S. 4. yüzyılda Lykia soyunun başkenti Patara’da doğduğundan, yaşamının çoğunu doğduğu kentte geçirdiğinden ve daha sonra kilise hiyerarşisi içerisinde yükselerek piskoposluk mertebesiyle gönderildiği Demre’de yaşamını tamamladığından haberiniz yoktur. 

Belki de Zeus’un ölümsüz oğlu Apollon’un Patara’daki kutsal hurmalıkta doğduğundan ve Antik Helenlerin kutsal kitabı olarak kabul edilen Homeros Destanı’nda Tanrı Apollon’un Lykialı olduğunun açıkça belirtildiğinden haberiniz yoktur. 

Belki de Homeros’un Troia Savaşı’nı anlattığı İlyada eserinin birçok bölümde Lykialıların kahramanlıklarından bahsedildiğinden ve Lykialıların başında savaşan Zeus’un oğlu Sarpedon’un destanın ana kahramanlardan birisi olduğundan haberiniz yoktur. 

Belki de 1800’lü yılların başından beridir Patara’nın içinde bulunduğu Xanthos Vadisi’nde kazılar yapan yabancı arkeologların çalışmalarıyla ilgili eserler yayınladıklarından, bu arada 1838 yılında Nereidler ve Harpy Anıtları başta olmak üzere gemiler dolusu eseri British Museum’a, 1882 yılında ise Trysa Heroonu’nu sökerek Viyana’ya götürdüklerinden haberiniz yoktur. 

Belki de batı arkeolojisinin Troia Savaşı’nın öncesindeki ve sonrasındaki yüzyılları ‘Karanlık Dönem’ olarak gördüğünden ama arkeolojinin karanlık dönemine inanmayan Prof. Dr. Fahri Işık’ın, 1981 yılında Erzurum Atatürk Üniversitesi adına Patara’da kazılara başlamak istediğinden, kazı izinlerinin yedi yıl sonra çıktığından ve 32 yıl önce Patara Antik Kenti’ndeki kazılara Türk arkeologlar tarafından başlandığından haberiniz yoktur. 

Belki de Antalya’ya değer katan kadınlarımızın başında gelen Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Havva İşkan Işık’ın başından beridir Patara Antik Kenti’nde kazı ekibinde olduğundan, 2009 yılından beridir de ekol haline dönüşen kazı ve restorasyon çalışmalarının başkanlığını yaptığından haberiniz yoktur. 

Ne kadarını bilip bilmediğinizi tahmin edemeyeceğimiz için “Belki de…” diye başlayan cümleleri çoğaltmak mümkün ama Lykia Birliği’nin yönetim merkezi Patara’yla ilgili bildiklerinizi pekiştirip, bilmediklerinizin birkaçını azaltabildiysek ne mutlu bize…