Bir Mizah Ustası

AÜ DTCF Tiyatro Bölümü’ndeki sınıf arkadaşlarımdan biriydi Turgay Yıldız; dört çocuklu ailenin 1965 doğumlu üçüncü çocuğu, Ankara’nın varoşlarından Altındağ’da doğup büyümüş, Ankara Yıldırım Beyazıt Lisesi’nden mezun olmuş, üniversiteye gelene kadar deniz görmemiş; içine kapalı, sessiz, sakin; ailesinin yanında üniversite okumanın toyluğu sırtında…

Yıl 1982…

AÜ DTCF Tiyatro Bölümü’ne on civarında öğrenci alınması planlanırken, YÖK tarafından yetenek sınavı iptal edilmiş ve ön kayıt puanı aşağıya çekilerek elliden fazla öğrenci alınmıştı. O yıllarda Ankara ve İstanbul konservatuarı dışında, iki üniversitede daha tiyatroyla ilgili bölümler (Ankara’da AÜ Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi ile İzmir’de Dokuz Eylül Güzel Sanatlar Fakültesi) vardı ama konservatuar mezunu olmayanı Devlet Tiyatroları’na oyuncu olarak almıyorlardı.

Biz de haklı olarak “Bölümü bitirdiğimizde ne olacağız?” diye hocalarımıza soruyorduk.

Çok kalabalık sınıfımızdan umudunu yitiren hocalarımız da “İyi birer tiyatro seyircisi olacaksınız,” diyerek sorularımızı geçiştiriyordu.

Şu anda Anadolu Üniversitesi, Devlet Konservatuarı hocalarından olan Prof. Dr. Mustafa Sekmen’le en ön sırada oturuyorduk. Ön sıraya Turgay Yıldız da talip olunca işler karıştı, bazen ikimiz, bazen üçümüz derken sıra çekişmesi yıllara yayıldı. Sıra arkadaşlığı zaman içinde yakın arkadaşlığı da beraberinde getirdi. Sınıf arkadaşlarımızdan Mehmet Çevik’le beraber paylaştığımız 58/A numaralı öğrenci evimiz, birçok arkadaşımız gibi Turgay’ın da uğrak mekanlarındandı.

Oğuz Tunç’un yönettiği ‘Masal Bahçesi’ Turgay Yıldız’ın sahneye çıktığı ilk tiyatro oyunu oldu. Ben çocuk oyunundaki eşkıyaların başıydım. Turgay da eşkıyalardan biriydi. Oyun sırasında pantolonu yırtılınca oturduğu yerde kalakaldı. Ne doğaçlamayla durumu geçiştirebildi ne de oturduğu yerden kıpırdayabildi. Benim şaklabanlıklarım olmasaydı o sahnede kilitlenip kalacaktı çocuk oyunu…

Bir solukta üniversite yılları gelip geçti ama aramızda ‘tiyatro seyircisi’ olmakla yetinen pek kimse kalmadı. Birçok arkadaşımız gibi Turgay Yıldız da çeşitli tiyatroda oyunculuk yaparak sanatına tutunmaya çalıştı. Devlet Tiyatroları ve İBB Şehir Tiyatroları’nda oyunları oynandı. Çoğunluğu çocuk oyunu olmak üzere, yirminin üzerinde tiyatro oyunu yazdı, birçoğunun müziklerini yaptı, oyuncu ve yönetmen olarak görev aldı.

Bir de TRT’deki televizyonculuk ve radyoculuk süreci var. Uzun süren TRT dönemi özel televizyon kanallarının da kapısını aralamıştı. 1994 yılında Flash TV’de başlayan canlı yayınlar Turgay Yıldız’ın ‘Politik Mizah’ döneminin başlangıcı sayılır. Arada boşluklar olsa da canlı politik mizah programları, farklı formatlarda ve birçok televizyon kanalında 2008 yılına kadar sürdü.

Tüm çalıştığı ‘Politik Mizah’ programlarından kovulduğunu esprili biçimde dile getiren Turgay Yıldız “Kovulma garantili programlar yapıyorum,” diyordu.

2000’li yıllarda AÜ DTCF Tiyatro Bölümü’nün mezunlar derneğine yeniden hayat verdiğimizde Turgay Yıldız başkan, ben de Yönetim Kurulu’ndaydım. 2014 yılında da sinema filmi çekmek niyetiyle Amerika’ya gitmişti ama film ekibi tarafından yarı yolda bırakılınca dil kursuyla yetinmek zorunda kalmıştı. Bir süre Los Angeles ve Boston’da yaşayarak İstanbul’a geri döndü. Altı yıl boyunca Avcılar Belediyesi Konservatuarı’nda oyunculuk hocalığı yaptı. Bu hay huy içinde telefonunun kamerasıyla politik güldürülerini çekmeye başladı. Kısa videolarındaki tiplemeler sosyal medya üzerinden geniş kitlelere ulaştı.

Sanatın eleştirel ve dönüştürücü gücüne inanarak “Hepiniz bir gün gideceksiniz, ben de gideceğim. Kalmayacağız, o yüzden kötülük etmeyin,” diyen Turgay Yıldız 22 Temmuz’un sabah saatlerinde aramızdan ayrıldı.

Son yolculuğunda Turgay Yıldız’ı uğurlayanların arasında bulunan Üstün Dökmen “Çok donanımlı bir sanatçıydı, çok. Lafın gelişi değil, dört dörtlük bir sanatçıydı. İyi bir metin yazarıydı, iyi bir oyuncuydu, Türkçeyi güzel konuşuyordu; şan eğitimi almıştı, sesi güzeldi. Ölen için bir şey yok, o farkında değil ama olan Türkiye’ye oldu,” diye duygularını paylaştı.

Ahmet Hakan da “Beğeniyordum. Gülüyordum. Gülümsüyordum. Başarılı buluyordum. Hatta iktidar karşıtı parodilere imza atmasına rağmen iktidar taraftarları tarafından da gülümsenerek izlendiğine tanıklık ettiğim oluyordu,’ diyerek Turgay Yıldız’ın ardından duygularını köşe yazısına taşıdı.

Bir mizah ustası olduğunu toplumun bütün kesimlerine kanıtlayan kırk yıllık arkadaşım, gülümseyerek hatırlayacağımız anılarla gelip geçti yaşamlarımızdan…