Tiyatro Festivalinin Ardından

Ana yolun kenarına kurulan açık hava sahnesini, sahnenin ortasından geçiyormuş efekti yaratan araçların gürültüsünü, oyuna karışan ezan seslerini, sosyal mesafe kuralına uygun olarak yerleştirilen plastik sandalyelerin yarattığı iletişimsizliği, sokağa çıkma yasağı nedeniyle oyunların gün ışığında başlayıp karanlıkta bitmesini umursamadan Devlet Tiyatroları’nın düzenlediği Antalya 11. Uluslararası Tiyatro Festivali’nin oyunlarını izledim.

Kürk Mantolu Madonna

Sabahattin Ali’nin yazdığı Kürk Mantolu Madonna romanı Türkiye’nin en fazla okunan romanlarının başında geliyor. Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’nun sahnelediği oyunu Nilbanu Engindeniz uyarlamış, Uğur Çınar tarafından da yönetilmiş. Romanın kahramanı Raif babasının isteği üzerine sabunculuk mesleğini öğrenmek üzere Berlin’e gönderilmiştir. Sanata ilgisinden dolayı galerileri dolaşırken ressam Maria Puder’le tanışır. Onunla arkadaşlığı tutkulu bir aşka dönüşür.

Bir lirik anlatım içinde romanı seyirciyle buluşturmak isteyen yönetmen, eski Türk filmlerinin anlatım dilini kullanmış. Birçok sahneyi de siyah beyaz sinema sekanslarıyla tiyatro sahnesinin gerisindeki fon perdesine yansıtmış. Biz açık hava tiyatrosundaki plastik sandalyelerde oturduğumuz için yazlık sinema duygusunu fazlasıyla yaşadık ama tiyatro seyircisi olduğumuzu da unutmadık. Sinema perdesi ile tiyatro sahnesi arasındaki gidiş gelişlerin hedeflenenin aksine oyunun yanılsamasını bozduğunu düşünüyorum. Kürk Mantolu Madonna uluslararası tiyatro festivalinde karşıma çıkmasaydı, biraz daha sempatiyle yaklaşabilirdim ama klasikleşmiş romanları, altında ezilmeden sinemaya ya da tiyatroya taşımak yazarlar ve yönetmenler için hiç de kolay bir iş değil.

Anna Karenina

Lev Nikolayeviç Tolstoy’un yazdığı Anna Karenina da dünyanın en fazla okunan romanlarından. Bize 19. yüzyıl aristokrasisinin arasından seslenen yazar, elit sınıfın ilişkiler ağını, Anna Karenina’nın Kont Vronski’ye tutkulu aşkının üstünden anlatıyor. Ankara Devlet Tiyatrosu’nun oyununu Helen Edmundson uyarlamış, hocaların hocası Cevat Çapan’ın şairane diliyle Türkçe’ye çevrilmiş ve İpek Atagün Gezener tarafından başarıyla yönetilmiş. Koreograf Aslı Güneş Sümer’in çalıştırdığı dansçılar ve oyuncular özel bir alkışı hak ediyor.

İlk bakışta dans tiyatrosunu anımsatan koreografiler, dansın dışına çıkarak Tolstoy’un kelimelerine dönüşmüş. Hem klasik anlamda dans sahneleri hem de dansa dönüşen sahne trafiği, sahne geçişleri, danslarla bütünleşen dekorlar ve aksesuarlar oyunun akışı içinde etkileyici olarak kullanılmış. Bütün bunların yönetmen ile koreograf arasındaki uyumun yansıması olmalı. Gerçekçi dönem anlatısıyla yazılmış romanın dilini darmadağın hale getiren yönetmen, çağdaş tiyatro seyircisinin beğenisine uygun olarak toplamayı başarmış. Onun sahne üstünde yeniden yarattığı Anna Karenina, daha önce izlediğimiz uyarlamaların önüne geçerek usta işi olmuş.

Yalnızlar

İspanyolların Kulunka Tiyatrosu ‘Yalnızlar’ oyunu evrenselden yerele yönelmiş. Çok yaşlı adamın yaşamı, karısının talihsiz ölümüyle kaosa dönüşür. Bir sinekle yalnızlığını paylaşmaya çalışacak kadar çaresizleşmiştir. O kadarına bile izin verilmez. Yönetmen iletişimsizliğin yabancılaşmaya, yabancılaşmanın da insansızlaşmaya dönüşünü tek bir söz kullanmadan, kimi zaman hüzünlendiren ama çoğunlukla da güldürmeyi tercih eden sahnelerle anlatıyor. Üç kişilik oyuncu kadrosuyla birçok karakteri sahneye taşıyorlar. Çok sayıda uluslararası övgü ve ödül kazanan maske tiyatrosu Antalya’nın tiyatro seyircisi tarafından da beğeniyle izlendi.

Yalnızlık

Makhambet Kazak Akademi Dram Tiyatrosu’nun yönetmeni Mukangali Tomanov, Kazakistan’ın önemli tiyatro yazarı Rakhymzhan Tomanov’un ‘Yalnızlık’ isimli oyunuyla yerelden evrensele yönelmiş. Çok erken yaşlarda annesinin ölümüyle yalnızlaşan oyunun kahramanı, yaşam boyu yalnızlığından yorgun düşmüştür. Annesinin gittiği dünyaya ulaşabilmek için uzun bir yolculuğa çıkar. Onun ölüme yolculuğu öteki dünyadaki yakınları tarafından takip edilmektedir. Annesi de onların arasındadır. Oğlunu engellemeye çalışan kadının kadere karşı koyması olanaksızdır. Bu tiyatro oyununda diyalog olmasa da yorucu olmayan monologlarla kahramanın yolculuğuna eşlik ediyor.

Son sözümüz de K. Alpay Aksum başta olmak üzere, 21 Haziran-1 Temmuz 2021 tarihleri arasındaki tiyatro festivalinde görevli arkadaşlarımızın, profesyonel ilgilerine ve özverili çabalarına teşekkür etmek olsun.