Bir Zamanlar Antalya Havalimanı

Yaz sezonu bitti bitiyor derken Antalya Havalimanı’nın hareketli günleri devam ediyor. Pandeminin bunalttığı yabancı ziyaretçilerin tercihi yine Antalya oldu. Tüm ekim ayları arasında en fazla turisti 2022 yılında ağırladık. Kasım ayında da tarihi rekor tekrarlandı.

Bu rekorları aklımızda tutarak, Antalya’ya karadan ulaşımın sıkıntılı olduğu, Çubukbeli’ni yalnızca kamyonların ve posta arabalarının geçebildiği, bunun için de deniz yolculuklarının tercih edildiği seksen yıl öncesine gidelim. Tüm dünyanın birbirine girdiği 2. Dünya Savaşı sırasında, Antalya Valisi Haşim İşcan’ın, şehri güzelleştirme çabalarının arasında Aspendos Bulvarı’nın paraleline Antalya Havalimanı yapılmıştı. Asıl amacı askeri olarak kullanılmaya yönelikti. Çok zaman geçmeden sivil uçuşlara da hizmet vermeye başladı.

Türk Hava Yolları 1933 yılında ‘Havayolları Devlet İşletme İdaresi’ adıyla kurulduğunda, beş uçaklık filosuyla otuzun altında yolcuya hizmet verebiliyordu. Aradan geçen dokuz yılda sekiz uçağa ve toplamda atmış dört yolcu taşıma kapasitesine ulaşmıştı. O yıllarda ekmek karneyle dağıtıldığı halde popülerlik kazanan Antalya’ya uçakla yolculuk etmek isteyenler oldukça fazlaydı. Türk Hava Yolları bölgenin taleplerini karşılıksız bırakmayarak, tarifeli seferlerine 1942 temmuzunda Antalya’yı da dahil etti.

İlk uçuşlar Antalya Havalimanı’nın yetersizliğinden dolayı sıkıntılı başlamıştı. Altı yolcu kapasiteli uçaklarda yolcunun ve bagaj yükünün ağırlığı önemliydi. Yolcular terminal binası olarak kullanılan küçücük konteynerde toplanıyorlardı. Önce eşyalar, sonra da yolcular baskülle tartılıyordu. Belirlenen ağırlığın üstüne çıkılması durumunda altıncı yolcunun uçuşu olanaksız hale geliyordu.

Türk Hava Yolları, Antalya’nın yerel gazetelerine ‘Uçak en konforlu, en rahat, en süratli ve şimdi de en ucuz vasıtadır,’ diyerek verdiği ilanlarla İstanbul ve Ankara uçuşlarını duyurmaya başladı.

Bu ilanlarda bilet fiyatları belirtiliyor, çocuklar, aileler ve grup seyahatleri için ayrıca indirim yapıldığı vurgulanıyordu. Perşembe ve pazar günleri saat 10.50’de Antalya Havalimanı’ndan havalanan uçaklar, Afyon’da aktarma yapıyor, iki saatte İstanbul’a, iki buçuk saatte de Ankara’ya ulaşıyordu.

60’lı yılların başında Antalya Havalimanı’nın geniş terminal binası hizmete girdi. İç turizmdeki hareketlilik 60’lı yılların sonuna arttığı halde yurtdışından gelen giden yoktu. Çok gelecek olsalar bile Antalya’da bulunan turistlik tesislerin yatak kapasitesi 1.000 civarındaydı. O yataklar da Antalya’ya ticaret yapmaya gelenler ya da yerli turistler tarafından kullanılıyordu. Önceden rezervasyon yaptırmayanların konaklayabileceği tesisi bulabilmesi zordu.

İlk kez charter uçuşuyla 28 Mart 1969’da Antalya Havalimanı’na gelen 125 Alman turist heyecan yaratmış, Belediye Başkanı Dr. Avni Tolunay’ın da katıldığı törenle karşılanarak tatil yapacakları otellere götürülmüşlerdi. İç turizmin gözde şehri Antalya, turistlerin yolunu gözlüyordu ama 70’li yılların sonunda sayıları 5.000’i bile aşamamıştı.

Türk insanını globalleşen dünyayla buluşturan Başbakan Turgut Özal, Antalya’nın ‘Bacasız Sanayi’ denilen turizmin merkezi olduğunu söyledi. Bir dizi düzenlemelerle turizmin yolunu tıkayan engeller kaldırdı. Her yıl turist sayısı katlamalı olarak artarken, Antalya Havalimanı 1985 yılında çağdaş havacılığın koşullarına uygun olarak uluslararası trafiğe açıldı. 2011 yılında Uluslararası Havalimanları Konseyi tarafından ‘10-25 milyon yolcu’ kategorisinde ‘Avrupa’nın En İyi Havalimanı’ ödülüne layık görüldü. Şu anda da İstanbul Havalimanı’nın ardından Türkiye’nin en işlek ikinci havalimanıdır.

Bu yılın 11 ayında Antalya’ya hava yoluyla gelen yabancı turist sayısının 13 milyon 138 bin 88’e ulaştığını da yazımızın sonuna ekleyelim.