Gaziantep Şehir Tiyatrosu’na Kavuşuyor

Bir süre önce Gaziantep Büyükşehir Belediyesi tarafından “Şehrimizde sanat ve kültür açısından neler istersiniz?” diye anket yapılmış. Bütün gösteri sanat dallarını yazmışlar ve sormuşlar. Gaziantep halkının çoğunluğu şehir tiyatrosunun kurulmasını istemiş.

Geçtiğimiz aylarda şehir tiyatrosunun kuruluşuyla ilgili çalışmalar yapmak üzere Gaziantep’e davet edilmiştim. Gazi unvanıyla, sanayisiyle, yöresel mutfağıyla, sığınmacılara sunduğu olanaklarla, arkeolojik tarihi ve birbirinden ilginç müzeleriyle belleklerimizde yeri olan Gaziantep, sistemli yöneltilen büyükşehirlerin başında geliyor. Her konjonktürde hatırlanan, farkında olunan bir şehir.

Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’i, bakanlığı dönemindeki başarılı icraatlarından tanıyoruz. Şehir Tiyatrosu Yönetmeliği için yaptığımız çalışmalar sırasında aynı vizyoner ve üretken anlayışın büyükşehir belediyesinin yöneticilerinde de oturmuş olduğunu gördüm. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Sezer Cihan, Başkan Vekili Erdem Güzelbey, Kültür ve Turizm Daire Başkanı Oya Alpay, Kültür ve Sanat Şube Müdürü Hülya Yıldız ve saydığım isimlere bağlı tüm çalışanlar şehir tiyatrosu konusunda çok kararlılar. Yapıcı olumlu ve heyecanlılar. Beklenti ve hedeflerini çok net ortaya koyuyorlar. Karşılarındaki insanın donanımına ve birikimlerine saygı duyuyorlar. Her konuda olumlu uzlaşmanın yolunu buluyorlar.

Zor ama keyifli geçen sürecin sonunda Türk Tiyatrosu’na yeni bir soluk getirecek Gaziantep Şehir Tiyatrosu’nun yönetmeliğini oluşturduk. Çok sayıda kurucu genel sanat yönetmeni adayı arasından, Gaziantep Şehir Tiyatrosu’nun başına dramatik yazarlık kökenli Nejat Şener getirildi. AÜ DTCF Tiyatro Bölümü’ndeki yıllarından tanıdığım Nejat Şener’in ilk söyleşisi de Tiyatro Gazetesi adına benimle oldu.

A. KADİR BOZKURT- Kurucu genel sanat yönetmenliği ciddi sorumluluk gerektiren bir iş. Oyuncu ya da yönetmen olmayan genel sanat yönetmenlerine de pek alışık değiliz aslında.

NEJAT ŞENER- Evet, bu biraz teamül dışı oldu gibi görünüyor… Oysa, gösteri sanatlarının genel sanat yönetmenliği tanımında oyuncu ya da yönetmen diye zorunluluk yok. Zaten okuduğum okullarda, hem 9 Eylül GSF Dramatik Yazarlık dalında hem de AÜ DTCF Tiyatro Bölümü’nde gerekli donanımların hepsi veriliyordu. Üstelik bizim dönemlerimizdeki hocalarımız Türkiye’de ve Dünyada tanınan sanat insanları. Bu mayalarla geliyoruz. Çok fazla bilgi ve deneyim gerektiren sahne ve gösteri sanatları çekişmeleri, hırsları, idealleri fazlasıyla kapıştıran bir alan aynı zamanda. O yüzden sıkıntı yaratacak bir durum yok benim için. Bu kadar yıldır kültür sanat kurumları hakkında konuşup duruyoruz. Kolay olanı yapılmış işe muhalefet etmek, karşı çıkmak, yok etmeye çalışmak. Benim içinse sanatsal bir faaliyetin içinde olmak, böyle bir kurumu oluşturmak ve üretmek. Üretmek daha saygın ve onurlu bir varoluş. Onun için bundan sonrasında yapacaklarımız çok önemli. Şehir Tiyatroları gibi sanat kültür kuruluşları, çok özel vizyonların ve sanat kültür politikalarının belli bir strateji içinde uygulanmasıyla varlığını sürdürebiliyor. Bir sanat kültür kurumu kalıcı hale getirebilmek için işin hikayesini doğru kurmalı, doğru insanlarla ve uzun soluklu bir hikâyeye başlamalısınız. Yaptığınız işin öncelikle yaşadığınız çevreye dokunması lazım. İnsanların yaşam kalitesini yükseltmeli. Yeni yollar olabileceğine dair çözümler önererek insanları motive etmelisiniz ve tabii ki sanatın bütün lezzetlerini onlara aktarabilmeniz lazım.

A. KADİR BOZKURT- Bunu Gaziantep’te nasıl gerçekleştireceksin?

NEJAT ŞENER- Gaziantep Şehir Tiyatrosu için kullanabileceğimiz birçok sahnemiz var. Bize sonuna kadar destek olacak seyircimiz, sağlam bir alt yapı ve kültür var. Bu şehrin beklentilerinden dolayı daha sıkı ve ciddi çalışmalıyız. Biz klişe işler yapmak zorunda değiliz; yapabiliriz ama yeni olan şeylere de bakmalıyız. Biraz daha çizginin dışına çıkarak, ortaya çıkmamış yenilerin ve de gençlerin farkında olmamız lazım. Tabii ki daha önce yapılmış olan bir sürü işi, eseri, prodüksiyonları kullanmaya evet ama unutmayalım ki dünya, kavramlar, eğitim anlayışları, insan donanımları, egemen kültürler, nesiller değişmeye başladı. Yeni olan, yeni söyleyecek şeyleri olan yönetmenlerimiz, yazarlarımız ve birçok yapı var.

A. KADİR BOZKURT- Yeni olana şehir tiyatrosunun kapılarını açabilecek misiniz?

NEJAT ŞENER- Elbette. Bu sorumlulukla vizyonumuzu belirliyor ve şehrin beklentisine uygun olarak hikâyemizi kuruyoruz. Yeni yapıların doğru değerlendirilebilmesi için Gazianteplilerin yaşama biçimleri, düşünceleri, duyguları ya da ruhunda barındırdıkları önceliğimiz olacak. Bu ülkü ve ülkenin insanı için söyleyecek sözümüzü, önce şehrimize, sonra ülkemize ve nihayetinde bütün dünyaya taşıyacağız. Tiyatro adına Gaziantep’te yapacağımız işlerin uluslararası boyutta da bir karşılığı olmalı. Her adımımızın mutlaka bir yerlerde, birileri için bir fikir, bir çözüm, bir tadı olması gerektir. Bunu başaracağız, böyle bir niyetle yola çıkıyoruz.

A. KADİR BOZKURT- Süreç nasıl işleyecek?

NEJAT ŞENER- Pandemi döneminde tiyatronun yaşadığı sıkıntıları ve üretilmeye çalışılan çözümleri biliyoruz. Böyle bir dönemde şehir tiyatrosu kurmak cesurca bir şey. Bu cesaretle biz de diyoruz ki burası gerçekten ideallerle, heyecanlarla, daha iyisini yapma iddiasıyla bir araya gelecek sanatçıların yeri olmalı. Hiçbirimiz kalıcı değiliz. Bize sonsuz cennet vaad edilmiyor. Çok çalışacağız ve heyecanımızı yitirmeden görevimizi yerine getireceğiz. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin Kültür ve Turizm Daire Başkanlığı ve en önemlisi de belediye başkanımız Fatma Şahin bizi cesaretlendirecek bütün alt yapıyı sunuyor. Bu bizim için fazlasıyla değerli. Çok hızlı bir araya gelen, toplanan, kararlar verebilen ve cesaretle kararlarını uygulamaya niyetli bir yönetim kurulumuz var. Üç sezonun repertuarını şimdiden tartışıyoruz. Aynı gece kaç salonda sahne alabiliriz, diye hesaplar yapıyoruz. Öncelikle, uyum içinde çalışacak; “Haydi şimdi ne yapıyoruz? Bunu da başardık, daha iyisini de başaracağız” gibi hedeflere koşan, yerinde duramayan bir ekibin peşindeyiz.

A. KADİR BOZKURT- Oyuncular en önemlisi, vitrinde onlar olacak.

NEJAT ŞENER- Çok iyi bir jüri oluşturduk. Oyuncu seçmenlerini imkan olduğu kadar çok şehirde duyuracağız. Nisan ayında duyurularımızı yapmaya başlarız. Mayıs ayının ortalarında da seçmeleri yapacağız. Oyuncularımıza pandemi döneminde çektikleri sıkıntıları unutturacak maddi manevi koşullar sunacağız ama ‘Ben geldim, hep buradayım,’ diye bir şey yok. Üçer yıllık sözleşmelerle oyuncularımızı alacağız. Bu dalda üniversite seviyesinde eğitimini tamamlamış deneyimli arkadaşlarımızı tercih edeceğiz. Zorlu bir seçme olacak. Tüm psikolojik özelliklerini, sesini, dansını, dramayı, hepsini tartıp değerlendireceğiz. Kısacası niyetleri, hevesleri, istekleri, idealleri, heyecanları bizimle örtüşenlerle buluşmayı diliyoruz. Oyuncu seçmelerini sonuçlandırdığımız andan itibaren de Gaziantep seyircisinin alkışları için çalışmaya başlayacağız.

A. KADİR BOZKURT- Yaşam içinde insanların birbirine teşekkür borçları vardır. Ben de tiyatronun çaresizlik içinde kıvrandığı küresel salgın döneminde, tiyatro sanatına ve tiyatro sanatçılarına kapılarını sonuna kadar açan Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’e teşekkürü bir borç biliyorum. Gaziantep Şehir Tiyatrosu’nun logosunda Antep Destanı’nın şehitlerine hürmeten kelebek kullanılmış. Kelebek sanattaki estetiği, güzelliği, naifliği anlatır. Farklı bakış açılarının aynı yerde buluşmasını ifade eder. Bundan sonra kurulacak şehir tiyatrolarına özgürce uçuşan kelebeklerin ilham vermesi dileğiyle…