Likya Yolu’nda Sinema Filmi

Bir Antalyalı yazar olarak yetiştiğimiz topraklara sorumluluğumuzun olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle senaryosunu yazdığım ‘Mendilim Kekik Kokuyor’ isimli sinema filminin Antalya’da çekilmesini arzuladım 

En başta Çanakkale olmak üzere, değişik yörelerden talepler geldiği halde çekimlerimizi Kemer ile Akseki ilçelerinde yapmayı tercih ettik. Bu vesileyle de Antalya’nın coğrafi ve iklimsel olarak doğal sinema platosu olduğunu sektördeki arkadaşlarımıza yeniden hatırlattık. Uzun ve maceralı sürecin sonunda, Çanakkale Savaşı’nın 100. yılında birincilik kazanan senaryom, 6 Mart 2020’de sinema seyircisiyle buluştu. Mart ayının ortalarındaki Covid-19 önlemleri nedeniyle sinema salonları kapatılınca hedeflediğimiz seyircinin gerisine kaldık. Çanakkale Savaşı’yla ilgili filmimizi özellikle öğrenciler izlemeliydi. TV haklarını TRT’ye verdiğimiz için sinemaya gidemeyenlerin televizyon ekranlarından izleme fırsatları olacak. 

İlk filmimizin çekimlerini tamamladıktan sonra ‘Işıklar Ülkesi’ olarak bilinen tarihi Likya’nın yollarında yeni bir projeye başladık. Çok kolay olmayacak ama Fethiye’den Antalya’ya uzanan, doğa ile tarihin görsel şölene dönüştüğü Teke Yöresinde ikinci filmimizi çekeğiz. Zor mekanlarda çekim yapmamızın nedenini merak edenlere birkaç sorum olacak: 

En uzun yürüyüş rotalarından birisi olarak (500 kilometrelik yürüyüşten söz ediyoruz.) dünyada tanınan Likya Yolu hakkında kaçımızın bilgisi var? 

Antik Yunan demokrasisini kıskandıracak demokrasi kültürüne sahip Likyalılardan hangimiz haberdarız? 

Ege ve Akdeniz kültürünü Teke yöresinde buluşturan Likya uygarlığını ne kadar tanıyoruz? 

En önemli mitoloji tanrılarından Apollon’un ya da Noel Baba’nın Patara’da doğduğunu daha önce duyduk mu? 

Batı medeniyetlerinin temelinde Anadolu kültürünün yattığını kaç insanımız biliyor? 

Bin yıldır Teke yöresinde yaşayan konargöçer Yörükler hakkında neler biliyoruz? 

Uzun metraj sinema filmimizle yukarıdaki soruların yanıtlarını dünyaya duyurmayı hedefliyoruz. Bu yürüyüş rotasında kendi küllerinden doğmaya çalışan insanların birbiriyle kesişen öyküsünü anlatacağız. Kahramanlarımızın varoluş hikâyesi hem kadın hem de erkek seyircinin ilgisini çekecektir. Yaş grubu gençlerden başlayarak, şehir yaşamından bunalan orta yaşlılara kadar geniş seyirci kitlesini kapsıyor. Likya Yolu’nda ‘doğa ve insan’ odaklı çekilecek filmimizin beklediği karşılığı bulacağından kuşkumuz yok zaten… 

Bu yılın başında çekimlerimizin merkezinde bulunan Antik Patara Kenti, TC Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onurlandırılarak ‘2020 Patara Yılı’ olarak ilan edildi. Film projemizin bütün aşamalarında desteğini esirgemeyen Patara Kazı Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan’ın motivasyonu da heyecanımıza heyecan kattı. Mayıs 2020 tarihinde çekimlere başlamanın hesaplarını yaparken Covid-19 ikinci projemizin de yolunu tıkadı. İyimser olmaya çalışarak çekim takvimimizi Ekim 2020’ye çekmiştik. Covid-19’un sonbaharda da yakamızdan düşmeyeceği kesinleştiği için Mayıs 2021 tarihine ertelemek zorunda kaldık. 

En başta Antalya’mızın ve devamında Türkiye’mizin tanıtımına doğrudan katkısının olacağına inandığımız projemizle 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin yarışmalarına da dosyamızı göndermiştik. Antalya’yı film platosuna dönüştürmeyi amaçlayan Sümer Tilmaç Antalya Film Destek Fonu Pitching Platformu’nun ön jürisini aşmayı başaramadık ama finale kalanların yaşadığımız topraklara nasıl katkısının olacağını merakla bekleyeceğiz. 

Umarım geçen yılın kara komedisine dönüşen ‘Bozkır’ faciasını yeniden yaşamak zorunda bırakılmayız.