100. sayının satırları arasında olmamak olmaz!
Son üç yıldır aralıksız yazmaya çalıştığım yazılarımı, yapımcılarından birisi olduğum ve senaryosunu yazdığım “Mendilim Kekik Kokuyor” adındaki uzun metraj sinema filminin çekimlerinden dolayı biraz aksatmak zorunda kaldım. Hiç olmazsa mazeretimi yazıya dönüştüreyim.
80’li yıllarda AÜ DTCF Tiyatro Bölümü’nde öğrenciyken, sınıf arkadaşlarımdan Mustafa Sekmen’le birlikte Çanakkale Savaşı hakkında tiyatro oyunu yazmaya niyetlenmiştik. O yıllarda yazarlık hocamız ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Turgut Özakman’ın ‘Gençlik Tiyatrosu’ kurmakla ilgili çalışmaları vardı. Türk tiyatrosu adına önemli bir hamleydi! Yarım Kaldı! Bu süreçte Ergin Orbey’in Ankara Devlet Tiyatrosu’nda yönettiği ‘Belgelerle Kurtuluş Savaşı’ adındaki oyunla bütün Türkiye’yi dolaşıyorduk. Çanakkale Savaşıyla ilgili tiyatro oyununu böyle bir ruh halinin yansımasıyla yazacaktık ama birkaç kitap dışında kaynağa ulaşamayınca hevesimiz kursağımızda kalmıştı.
Ben yazarlık yolculuğuna devam ettiğim için Çanakkale Savaşının 100. yılının arifesinde proje yeniden gündemime geldi. Bir aşk hikayesini savaşın acımasızlığı içinde anlatmaya çalışırken tiyatronun sıkışık mekanına sıkışıp kaldım. Hem hikayemi hem de Çanakkale Savaşının tarihsel süreçlerini oyunuma taşımak istiyordum. Bunun için on binlerce sayfalık araştırma yapmış, konuyla ilgili belgesellerin ve sinema filmlerinin çoğunu izlemiştim.
Bu arada Çanakkale Savaşlarının 100. yılıyla ilgili düzenlenen senaryo yarışması, farklı bir formatta yazmama vesile oldu. Dar tiyatro sahnesinden kurtularak sinemanın uçsuz bucaksız hayal dünyasına projemi taşımaya karar vermiştim ama savaşın tarihsel sürecine takılmadan anlatmaya çalıştığım hikayeye odaklanmak ve efsaneleşmiş savaş kahramanlarının arasında kendi hikayeme yer bulabilmek kolay olmadı. Bir parça zaman kaybetsem de Çanakkale ruhunu anlatabilmek için efsanelere ihtiyacımın olmadığını anladım.
Uzun metraj sinema senaryom, 2015 yılında, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi tarafından düzenlenen yarışmada birinci oldu. Ödüllü sinema filmi senaryosunda, kişisel hikayeler üzerinden Çanakkale Savaşını anlatırken, Anadolu insanının geleceği ve bağımsızlığı için yaptığı fedakârlıkları özellikle vurguladım: Bir yanda gencecik iki amcaoğlu ve aşık oldukları kasabanın en güzel kızı Elif, diğer yanda Çanakkale Savaşında varoluş mücadelesi. Sonra asker bile olamadan Anzak Koyu’nda esir düşen ama umutlarını kaybetmeyen gençler. Bu atmosferde Hasan ve Yusuf’un saflık ve cesaretlerine, işgalci askerler arasında olan hemşire Beatrice’in merhamet ve sevgisi ekleniyor. Düşmanı değil, düşmanlığı öldürmeyi hedefleyen “Mendilim Kekik kokuyor” filmi, insanlığa umut veren ulusal ve evrensel bir destan diyelim kısaca…
Aradan geçen zaman içinde gençlere yönelik “Mendilim Kekik Kokuyor” adındaki tiyatro oyununu da tamamladım. Tiyatro oyunlarının sinema filmine dönüştürülmesi alışılmış bir durum. Olanakları kısıtlı tiyatro oyununa senaryodan dönüş yapmak ise kolay değil. Yine de 80’li yıllardaki yola çıkış hedefimi, deneyimlerden yararlanarak gerçekleştirdim. Bu tiyatro oyunu bazı amatör çalışmalarda sahnelendi.
Uzun metraj sinema senaryosu 2018 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından desteklenmeye uygun görülünce de sinema seyircisiyle buluşma yolculuğu başladı. Yapımcılığını Sistem Medya Prodüksiyon Ltd. Şti. üstleniyor. 19 Mayıs tarihinde Kemer’de çekimleri başlayıp Akseki’de tamamlanan ve Çanakkale Savaşanlarının atmosferini Antalya’ya taşıyan sinema filmimiz 18 Mart 2020 tarihinde vizyona girecek. Yönetmenliğini tiyatro bölümünden dönem arkadaşım Hüseyin Özden’le reklam ve dizi sektörünün önemli isimlerinden Hakan Kurşun yapıyor. Genç oyuncuların başrolde olduğu filmde Wilma Elles önemli rollerden birini üstleniyor. Filmimizin ruhuna uygun olarak tiyatro sanatçılarıyla çalışmayı özellikle tercih ettik.
AÜ DTCF Tiyatro Bölümünden yapımcı, senarist ve yönetmenin bulunduğu “Mendilim Kekik Kokuyor” filmine destek amacıyla aynı dönemlerde okuduğumuz arkadaşlarımız (Mehmet Çevik, Oktay Dal, Devrim Yakut, Alper Kut, Radife Baltacıoğlu, Çetin Büyükakın, Selim Gürata, Meltem Evcioğlu, İsmail Şenel) kameranın önüne geçti. Çok daha fazla sayıda okul arkadaşımız da bizlerle birlikte olmayı hazır olduğunu söyleyerek yalnız olmadığımızı duyumsattı. Son yıllarda okulumuza yapılan haksızlıkların karşısında anlamlı bir dayanışmaydı aslında…
Filmin çekim süreciyle ilgili yazılacak çok şey var ama ayrıntılara www.mendilimkekikkokuyor.com adresinden ulaşabilirsiniz.
