“Tarla Zanat”

Kaz Dağları’nın eteklerinde…
Güneş zeytin ağaçlarının ardından kendini göstermeye çalışırken çadırımızdan anlaşılmaz konuşmalar yükseliyor. Komşu çadırdakiler ister istemez seslere kulak kabartmış. Anlamlandırmaya çalışıyorlar. Tek başına anlaşılır gibi görünen kelimeler arkası arkasına dizildiğinde anlamsızlaştıkça anlamsızlaşmakta…
Konuşmalarımızın şifresini çözemeyen komşularımız, bahçenin öteki ucuna çadırını kuran Murat Karahüseyinoğlu’ndan “Çadırın içinden garip konuşmalar geliyor. Bir saattir dinliyoruz ama hiçbir şey anlamadık,” diyerek yardım istiyor.
Bu durumu doğal olarak değerlendiren AÜ DTCF Tiyatro Bölümü’nden arkadaşım, “Konuşan çadır!” diye seslenerek saçmalıklarımıza müdahale ediyor.
Biz de çadırımızdan çıktıktan sonra küçük oyunumuza dahil ettiğimiz çadır komşumuza “Sabah saçmalıkları işte…” diye takılarak güne başlıyoruz.
Bu görüntüler ağustos ayının başlarında Balıkesir’in Burhaniye ilçesine bağlı Taylıeli Köyü’nde 7. kez düzenlenen Uluslararası ‘Köyümüzde Şenlik Var!’ Kültür, Sanat ve Tiyatro Şenliği’nden. Biz de yörenin doğal güzelliğine dikkat çekmeyi ve yöre insanının sosyal yaşamını kültürel açıdan zenginleştirmeyi hedefleyen Eftal Gülbudak ile AÜ DTCF Tiyatro Bölümü’nden arkadaşım Ümran İnceoğlu’nun düzenlediği şenliğin izleyicileri arasındayız. Aynı dönemlerde okuduğumuz Devlet Tiyatrolarının deneyimli oyuncularından Selim Gürata karavanıyla, Meltem Evcioğlu kızıyla; özel tiyatrolardaki çalışmalarıyla tanıdığımız Murat Karahüseyinoğlu ile Nihat Mürşitpınar ailesiyle; Neriman Uysal ile Funda Yılmaz da tatil programlarında yaptıkları değişikliklerle şenliğe katılmayı başaranlardan.
Bu yıl Ayşe Selen’in anısına düzenlenen şenliğin AÜ DTCF Tiyatro Bölümü’nden yolu geçenler için anlamı biraz daha özel sayılır. Biz tiyatro bölümüne girdiğimiz yıllarda Ayşe Selen mezun olmuştu. Türk tiyatrosuna yazar, yönetmen, oyuncu, çevirmen ve eğitmen olarak katkılarına tanıklık yapıyorduk. Hiç beklenmedik biçimde aramızdan ayrılıverdi.
Bir katılım ücreti ödemeden ya da destek istemeden şenliğe katılan tiyatro sevdalıları, yurtdışından ve Türkiye’nin farklı bölgelerinden, kendi olanaklarıyla Taylıeli Köyü’ne ulaşmış. Bizim gibi ruhlarına uygun zeytin ağaçlarının altına çadırlarını kurmuşlar. Bu şenlik “Elim Sende, Çocuk-Sanat-İmece” sloganına uygun olarak imece usulüyle gerçekleşiyor. Yöre insanının şenliğe verdiği desteği özellikle vurgulamak istiyorum. Taylıeli Köyü’nün kadınları tarafından yemekler pişiriliyor. Yemek malzemeleri ise esnafın imecesi sayesinde toplanıyor. İmeceye katkı verenlerin arasında Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin Burhaniye Şubesi de var. Tüm katılımcılar olanakları dahilinde elinden geleni ardına koymuyor. Eli boş katılmak istemeyenler yiyecek poşetlerini doldurup gelmiş. Kimi şenlik alanındaki mıntıka temizliğine katılıyor, kimi çitleri düzenliyor, kimi yönlendirme tabelalarını yerine yerleştiriyor, kimi gösteri mekanlarını eksikliklerini tamamlıyor, kimi kütüphanenin yollarına döşenen taşları sağlamlıyor…
İş yapmak isteyene ‘Tarla Zanat’ alanında yapacak iş çok!
İmeceye katkı vermekten yorgun düşenler Ören Plajlarında denizin tadını çıkarıyor. Bazıları da Kaz Dağları’nda safariye katılmanın peşinde. Köy kadınlarının imece usulü hazırladıkları yemeklere ücret ödenmiyor. Erken uyanan katılımcılar çayı demliyor. Zengin köy kahvaltısını kimse kaçırmıyor. Yemekler de doyurucu ve lezzetli. Duş ve tuvaletler ihtiyaca uygun olarak düzenlenmiş. Akşamki gösterilere hazırlanan grupların provaları birbirinden renkli görüntülere sahne oluyor. Bir şeyler okuyarak zamanını geçirmek isteyenler için ‘Tarla Zanat’ alanında 5.000 civarında kitabın bulunduğu Haluk Şevket Ataseven Kitap Evi var. Tiyatro toplulukları, Curcunabazlar Sahnesi, Gepetto Kukla Sahnesi ve Avni Apşin Sahnesi’nde gösterilerini ya da atölye çalışmalarını gerçekleştiriyor.
Sokak tiyatrosu geleneğinden gelen şenliğin düzenleyicileri Taylıeli Köyü’nün meydanından başlayan korteji coşkulu hale getirmeyi becermiş. Çok uzamayan açılış konuşmalarının devamında Teoman Kumbaracıbaşı’nın çocukları da içine almayı başaran konseriyle şenlik başlıyor. Üç gün boyunca birbirinden keyifli gösterilere ve farklı kültürlerden beslenmiş tiyatro sanatçılarının kaynaşmalarına tanıklık yapıyoruz.
İlk yıllarından beridir Taylıeli’ndeki şenliğe İsviçre’den katılan Kunos Circus Theatre’ın akrobasi destekli gösterisi özellikle dikkat çekiciydi. Bir sirk okulu düzeninde gençlere eğitim veren oluşumun yöneticileriyle yaptığımız sohbetler de ilginç oldu. Uzun yıllardır profesyonel olarak sirklerde çalışan Benedicte Bütler ile Clemens Lüthard yaşamlarını öğrencilerine adamış. Çok başarılı öğrencileri profesyonel sirklerde çalışma fırsatını yakalıyormuş. Dramatik kurgulu metinleri akrobasiyle sahneye taşımak kolay olmasa gerek. Bu hedefleri doğrultusunda başarılı çalışmalara imza atmışlar. Daha ayrıntılı bilgiye www.cirqueeciel.ch adresinden ulaşabilirsiniz.
Türk topluluklardan Kabile Dans Performans’ın ‘Şenlik Ateşi’, Nihat Mürşitpınar’ın Karagöz’ün Kış Hazırlığı’ adındaki gölge oyunu, İlker Kılıçer’in ‘Mimdo’nun Aradığı’ adını verdiği pandomim gösterisi, Kuklabaz’dan ‘Pinokyo’, Balon Kukla Tiyatrosu’ndan ‘Balon Kukla Show’, Q Performans’tan ‘Eşek ile Köpek’ adındaki kukla oyunları, çocuklarla birlikte yetişkinleri de eğlendirdi.
Üç yıldır çocuk izleyicileri şenliğin merkezine aldıklarını söyleyen Eftal Gülbudak’ın geleceğe yönelik hedefleri de var. Taylıeli Köyü’nü sanatın cazibe merkezlerinden birine dönüştürmek istiyor. Bundan sonraki yıllarda ‘Tarla Zanat’ alanını sahne sanatlarıyla sınırlı tutmak istemediklerini, sanatın bütün alanlarına kapılarını açmaya niyetlerinin olduğunu açıkça ortaya koydu.
Kaz dağlarının eteklerinde farklı projeleri gerçekleştirmeye niyeti olanların aklında bulunsun.